#deryaapartmanıneolmakistiyor
Bu takılar, Derya Apartmanı'nın olmak istedikleriydi, yani en azından bana fısıldadıkları böyleydi...
Apartmanlar konuşur mu?
Konuşurlarsa ne anlatırlar?
Peki biz duyabilir miyiz onları?
Derya Apartmanına her gidisimde birilerini bulmayı, onlardan hikayeler dinlemeyi bekliyorum, hiç bi’ gidişimde o duymayı beklediğim, apartman hikayelerini bulamıyorum, tek tük bir iki insan görüyorum apartmanın içinde, onlarda telaslı, girip cıkıyorlar, kimse bakmıyor bu gelen kim diye... Kapılardan çıkmasını beklediklerimden ümidi kesince, sessizce dolasmaya baslıyorum. Aaa! o da ne bi’ ses biri konusuyor galiba, ah! biraz daha bagırsa belki duyacagım. Sonra bi bakıyorum evet evet o koca, bütün asaleti ve sogukkanlılıgı ile orda öylece duran çelik asansör, birseyler söylüyor, biraz daha yaklasıyorum, O da ne, siyahların arkasına gizlenmis trabzanlar da baslıyor fısıldamaya, sonra merdivenler, duvarlar, yerler...
Sordum onlara kimdir bu Derya Apartmanı? Sonra ben sustum, onlar anlatmaya başladı,Derya Apartmanını asıl sakinlerinden dinledim. Hepsiyle tek tek konustum kolonlarıyla, çelik asansörüyle, siyah boyalı trabzablarıyla...
İşte bundan sonrasında yazılanlar aslında benim değil Derya Aparmanının ,aslında çok da sakin olmayan, sakinlerinin söyledikleridir...
Tırabzanlar; ‘Her gün aynı telase, birileri giriyor, birileri çıkıyor... Hic biri de bana dokunmadan gecmez, en genci bile illa bir destek alır benden, yahut hiç dokunmasa, bir egilir bakar benim üzerimden avluya dogru. Ay! ay! yine buz gibi elleriyle dokundu 9 numara,a! Içim titredi. Siz benim öyle siyah demirden göründügüme bakmayın, aslında çok narinimdir, parmaklıklarımın hepsi birer sanat eseridir aslında, Aahh ah! Simdi bu narin parmaklıklarla, narin ellere yüzük olup bu apartmandan dısarı cıkmak vardı ki.... Heyhat!
Asansör; Merhabalar efendim! Ben 1956 senesinden beri burdayım, hergün hiç sektirmem isimi; bi’ asağıdan yukarı, bi yukardan asağı. Arda tökezledigim oldu yalan yok! Eee 58 sene, 7 kat kolay degil... Buraları severim, Macka güzel yermis, öyle diyorlar, ben hiç görmedim. 58 senedir hep su kısa yolculuklarda anlatılanları dinledim. Yine burdaki en sanslılardan sayılırım, en çok dedikodu ben de. Çok da estetikmisim öyle diyorlar. Peki ya öyle neden kapalı kaldım su dört duvara. Ah ah! Birilerinin boynunda gezmek vardı su Maçka‘yı!
Ben bu mimarının kim olduğunu bile bulamadıgım, tarihi, geçmişi, insanları hakkında pek de bir sey bilmedigim bu apartmanda, bana, bir anlatı kurmamda yardımcı olacak sadece bu sakin, soguk, beton görüntülerin altına saklanms mimari elamanları buldum.
Maçka’da bir apartmanın içine sıkısmıs bu nesneleri önce fotograf kareleri ile daha sonrada onların takılarla form bulmus ifadeleri ile, kendi istedikeri sekilde gün yüzüne çıkarıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder